30 Kasım 2012 Cuma

Benim Zarif Vatanım

Ölünesi şarkılar kuşağından bir aroma...çalınsın damağınıza, sürünsün dimağınızda...
 
 


çocuktum daha sana olan aşkımı aldım annemden
ruhumu döktüm sana sık sık seni düşünerek

atalarımın yaşadığı topraklar
benim zarif mutlu vatanım
sen beni yetiştirdin
benden bir insan yarattın

yön verdin hayatıma
senden uzaklaştıkça
gün gelip senden ayrıldığımda
ruhumun melodisi oluyorsun sen benim

atalarımın yaşadığı topraklar
benim zarif mutlu vatanım
güneş ışığından bile daha parlak
ruhumda parlıyorsun sen

ben her yeni günü
seninle geçirmeyi hayal ettim
doğduğum topraklara ulaşmayı hayal ettim

atalarımın yaşadığı topraklar
benim zarif mutlu vatanım
anladım senden ayrılamayacağımı
sensiz yaşayamayacağımı

28 Kasım 2012 Çarşamba

Pek Çok Şeyli Yazı

Kutsal Su! Senin sonsuz kudretinin farkındayım ve yeryüzü nimetlerinin en tapılası olanı olduğunu, her susağımda, ağladıktan sonraki iç çekişlerimde yüzüme dökülüşünle, yorgunluğumu alıp kasırganda kaybedişinle , güzelliğinle beni büyülerken fark ettim, ediyorum...Önünde bir kez daha eğiliyorum...

Bizim "köy" de sular kesik. (köy diyorum çünkü hiç bir ilçenin başına gelemeyecek bir vaka...son derece ciddi bir kesinti. Yani RANGO filmindeki gibi. Sular bitti. Mutfak tezgahındaki, ve makinedeki onlarca bulaşığı tahmin edemezsiniz. (Bu arada bu animasyonu kesinlikle izlemelisiniz.)Neyse bu su konusunu kapatayım, ama yağmur duasına çıkmama çok az kaldı. eğer hemen sulu, selli bi yağmur yağmazsa; sular gelmeyecek. Yağmurdan sonra bile toprağın suyu emip kalanını bize vermesi haftalar alabilir.Halimiz harap...3 günlük susuzlukta şu sevimli yaratığa benzemeye başladım bile.
2.KONU;
bunu da epey önce yapmıştım da bir önce-sonra klasiği. Gömlek yenileme. Baktım bu susuzlukta bir yaratım çok zor. Eskilerini ısıtıp yiyelim.
ÖNCE;                                      
                                 SONRA;

pazenden orasına burasına parçalar dikip, siyah iplikle göstere göstere yamuk yumuk diktim. Hiç sevmediğim gömlek BİR ŞEY e dönüşüverdi.
 
KONU 3;
Ah bakın, şunları öğrencilerim yapmış bana. Ne güzel değil mi?Yani beni tanıyıp ben de kendime bi şeyler yapıyorum diye, beni böyle sevindirmek istemeleri öyle hoş ki...
 
Şu siyah, manzaralı ,evli kolye ucunu; 7. sınıf Hacer yapmış. Rengarenk deli küpelerini ve keçe broşu da 6.sınıfa giden İlayda. Eşşek sıpalar.
 
KONU 4;
Kış çaylarına bayılırım. Sadece bu başlıkla bir gönderi hazırlayacağım; şu sular bi gelsin...Şimdilik bununla yetinin.
Malzemeler;
 *Mandalina ya da limon ya da portakal  ya da elma kabuğu
*Bir kaç tane karanfil
*Bir kaç çimdik tarçın
*Bir tutam kantoron ya da adaçayı ya da ıhlamur
*Bir poşet kuşburnu çayı




Burada püf noktası; meyve kabukları, tarçın ve karanfil birlikteliğidir!

Afiyet Olsun!
 
 

20 Kasım 2012 Salı

Ev Yapımı Tortellini




 

İtalyan yemeklerini sadece ismini söylemek için bile pişirebilirim. Aslında tam da bana göre bi mutfak. Sade, zeytinyağlı, salatalı, bol sağlıklı...Gerçi bir yanım da Hint Mutfağına kaymıyor değil. İkisi arasında gidip geliyorum.
Daha önce hazır Tortellini yemiştim, sevmiştim ama zaten aslı astarı ; "Peynirli Mantı".
ben de yaptım bu akşam; tarifini vereyim siz de deneyin. Bir kaç farklı şekil denediğim için dağınık bi görüntüsü var; ama ben tadına bayıldım. Tüm hücrelerimle tavsiye ediyorum.
 
Malzemeler
2 su bardağı un
2 yumurta
3çimdik tuz:)
 
İçi
Herhangi bir peynir ve maydonoz, ve /ve ya çörekotu
(Ben dil peniri ve ezine kullandım, bazılarına maydonoz doğradım, bazılarına çörek otu)
 



bunları yoğurup, sarı, katı , güzel bir hamur elde ediyoruz.

 
 
 
 
Sonra hamuru eşit parçalara ayırıyoruz. Ben küçük parçalara ayırdım ki; hamur şekil verene kadar kurumasın.
 

Hamuru açıp; bardakla kesiyoruz.bu arada kalan bazıları poşete koyalım, hemen kuruyo.

 

Yuvarlakların kenarına peynirli karışımdan koyuyoruz. Çiğ börek gibi kapatıp. İki kenarını birbiriyle kapatıyoruz. Yapışmazsa elinizi biraz ıslatın. Çeşitli şekiller denedim en iyisi ve aslına sadık olanı da buydu.



Hamurun kalanını kesip, kurdele yapabilirsiniz, boşa gitmesin.

 
 
 
Suda haşlıyoruz, kaynayan suya bi kaç limon damlası, yapışmayı, açılmayı önler.
Sos olarak her şey olabilir ama ben gerçek tortellini sosu yapıyorum. Yani 3 diş doğranmış  sarımsakla tereyağını kızdıryorum, bi çimdik de toz kırmızı biber.
Afiyet Olsunn:)))

18 Kasım 2012 Pazar

Kulağımda Karpuzlar

Kısa günün karı bir çift küpe oldu. Sitenin birinde yapılışına tesadüfen rastladım. Bu blogçuluğu en çok bundan seviyorum. Gerçekten " akıl akıldan üstün". Ben de karpuz dilimi yapmayı tasarlardım ama bunu görene dek ; keçeleri yarım ay şeklinde kesmeyi planlıyordum. O zaman altı kesik olacaktı falan...ama bu minik fikir güzel.
Burda beyaz keçe kullanılmış, ben açık yeşil yaptım.

En minik çay bardaklarının ağzıyla yeşili çizip kestim, açık yeşili de aynı bardakla çizip bu sefer çizginin için den kestim, kırmızı yuvarlağı ise bardağın minik poposuyla çizdim.
3 içiçe yuvarlağım oldu. Yuvarlakların birbirinden çok farklı olmamasına dikkat edin çünkü zaten katlayınca; kırmızı çok küçülüyo kocaman bir kabuk oluyo.

Evde siyah boncuk yoktu ben de çekirdeklerini iple yaptım. Her zamanki gibi ders almamakta direndiğim hatayı yine yaptım. Yani resimdeki gibi önce çekirdek işini halletmeliydim, katladıktan sonra ipe düğüm atmak aralardan derelerden geçirmek zor oluyor.


Hadi afiyet olsun:)




Bunları da bi aralar yapmıştım, ünlü hamur tarifimizden. "ŞUBAT" ın anahtarından yapmaya çalıştım ama nasıl eskimiş bi gümüş ya da bakır rengi elde edeceğimi bilemedim. Ben de siyaha boyayıp simli oje sürdüm. Olmadı.

17 Kasım 2012 Cumartesi

Alternatif Şekillendirme Hamuru

Aslında ben bu tarifi Ornitorenkhanmade'den almıştım. Sonra Turuncu Oda'cık ölçülü mölçülü tarif istemişti de söz vermiştim bir dahakine ölçerim diye.
Bir hayli pratik, ucuz ve kolay erişilir olduğundan herkeslerin öğrenmesi lazım bir el altı bilgi.

*1 yemek kaşığı un
                  *1yemek kaşığı buğday nişastası
                *2.5 yemek kaşığı beyaz tutkal









Önce tutkalı koyarak, un ve nişastayı ekleyip karıştırın. Sert olduysa tutkal, cıvıksa un-nişasta ekleyebilirsiniz. Başta asla olmayacak gibi gelebilir, bi kaç dakika sabırla yoğurun. Sonra hamur topunu çeşmenin altına sokup, aldığı kadar suyla yoğurun. Su; daha yumuşak ve pürüzsüz olmasını sağlıyor. İşte hamurunuz hazır! buzdolabı poşetinde saklarsanız, 10 güne kadar dayanıyor. İşe polimer kil, modelleme hamuruna, seramik hamuruna alternatif bir diy hamur:)

 Hem de her an kalkıp ben bi kolye hamuru yoğurayım cümlesi kurularak, eş dostun yüzünde gülümsemelere neden de olunabiliyor.

                        Ben bu ölçüden mandalinadan küçük, cevizden büyük bir boyut elde ettim.

tek başıma kahvaltı yapmak istemiyorum?

Masaya koyup koyup tekrar buzdolabına taşınacak kahvaltılıklardansa; hızlı bir şeyleri tercih ederim yalnızsam:)


Şimdi yeryüzünün en güzel televizyon kanalı BBC HD 'i açıp bi Hindistan belgeseli izleyerek; kendimi oralara ait hissedip, ruhumu Ganj'ın kahverengi sularında gözlerimle yıkayabilirim.
Afiyet Olsun:)

15 Kasım 2012 Perşembe

ve Tanrı Akrilik boyayı yarattı...




 
yarattı, yarattı ki; şu solda görmüş olduğunuz siyah deri bozması, sıkıcı çanta aşağıda görmüş olduğunuz muazzam şeye dönüştü...

Böyle aniden desene ihtiyacınız olursa; google görsellere "pattern" yazıverin, desen yani. bi sürü güzel şey çıkıyo, bu çizdiğim yamuk yumuk şeyler de aşağıdaki desenden esinlenilerek yapıldı.Böyle bişi için muhakkak incecik bi fırça gerekli, not alına!

 Depdeğişik bi çantam oldu.Hımm tatin edici bir iş.Hadi hayırlı olsun!



Tamam bu muhteşem desenin benim çizdiklerimle pek alakası yok ama; ilham verici oldu işte.

14 Kasım 2012 Çarşamba

13 Kasım 2012 Salı

ve kirlendi dünya...

İşte tanıştırayım; Şükufe...Kokoş kardeşime ima niteliğinde dikmiş bulunduğum, içinde barındırdığı felsefenin yanı sıra keçe bir bozuk para cüzdanı olma misyonu da taşıyan bir çalışma.
Kirlenip giden dünya artık kocamış bir kurttan farksız bir maskaraya dönüştüğünden, doğru düzgün bir ebeveyn olamayan bu işi başından aşkın dünyanın vakit ayıramadığı; bu hengamede kaybolan yeni nesile tasalanıp durmak epeydir bana düşüyor.
 
Çocukken, minik bir gençken; "- ben büyüyünce sizin gibi olmayacağım "diye borazanla bağırdığım zamanları unutmuş olacağım ki; anlayışsız bir kişiliğe bürünerek; kardeşimi tavlamaya ant içmiş dokunmatik tuşlar, pırıl pırıl simler, düşük kollar, fakir kapıcı kızın zengin oğlanı sevdiği diziler ve lolipop gibi yapış yapış renkli, çekici arkadaşlıkların kısaltılmış sahte dünyasının kollarına bırakıverdim.
Daha kendime yaşlı bile diyemeyeceğim yaşımda; gençliğin bu sonsuz,soysuz sürüklenişine anlam verememenin acısıyla doluyum.
Arkadaşım bana yazıyor;
 bi kaç çocuk mırıldanıyordu, -Hatırla sevgili, o mesut geceyi
Çamların altında verdiğin buseyi...

arkadaşım umut var bak diyor.Acımı paylaşıyor.
Bunca satırlık iç dökümünden sonra ona diktiğim cüzdanı gönderdiğim paketteki mektubuna bloga bak sana bi "iyi ki doğdun!" koyarım dediğim için pişman oldum.
Sözlerimi bir sonbahar sonu duası için ellerimi, gözlerimi doğaya uzatarak bitirmek istiyorum;
"Ey sevgili, kutsal tabiat ana,
bizim çocuklarımıza bize verdiğin ne vermediysen, onu esirgeme.Sağlam kişilikli, yürekli insan yavruları nesillerini görmemize izin ver"
 

(bu komik bir yazı olmak için yola çıkmıştı ancak, ruhum yine feryat figan, espri yapamadı, bıyık altından gülemedi, sereserpe yattı önünüze)
 
 
 
 
 

9 Kasım 2012 Cuma

Rengarenk Bir Şey ,Minik Bir Tecrübe ve Bir Hediye Şarkı



Yıllardır düşünüp de yapılamayanlar listemin ilk sıralarında vefakarca bekleyen "palet kolyem" şu saat dolaylarında tamamlanmış bulunuyor.
Hamurun tarifi; ornitorenk handmade'den;
birazcık un, birazcık nişasta, birazcık beyaz tutkal.ben ilaveten azıcık da su koyuyorum; o zaman daha yumuşacık, pürüzsüz oluyor. Polimer kil 'e de ne gerek varmış.
Balkondada aynı gece kuruyuveriyor.
Fırça bir hayli oyaladı beni. Tutamlarca ( 4 kez) saçım heba oldu. Olsun.Tam da benim kanımdan canımdan bir fırça oldu sonunda. Başka hamurlar da yaptım boyayınca gösteririm.

Şimdi tecrübeye gelelim. bugün aniden, hiç olmaması gereken, en yorgun anımda tüp bitiverince, fırında hazır pizza yapmak en iyi seçim gibi göründü.İnternette kısacık bir "en iyi donmuş pizza hangisi?" araştırmasından sonra; Dr.Oetker hakkında iyi referanslar aldım.
Ben de deneyip naçizane
 fikrimi söyleyeyim istedim. Hamuru son derece lezzetli olmasına rağmen; malzeme fakiri olması eklemeler yapmayı mecbur kılıyor, diğer tüm donmuş pizzaların olduğu gibi.Yani diğer bilindik markalardansa bunu tercih etsem bile; donmuş, hazır, fast tüm gıdaların alayına bütün ruhumla karşı olduğumu belirtmeden geçmemeliyim.




Şimdi söz verdiğim üzere; Ornitorenk Handmade için hediyem gelsin...Dikkat; kafi ölçüden fazla dinlenilip hayatın anlamsızlığının farkına varılmamalı.Tadında bırakılmalı, bağımlılığa izin verilmemeli.Haydi bakalım afiyet bal şeker.İyi geceler...

Bu gerçeği; http://www.youtube.com/watch?v=s2VzLn6DMCE

Bu cover; asıl hediyem bu:) http://www.youtube.com/watch?v=wenjdtY-qaE

8 Kasım 2012 Perşembe

Gece Rubaisi

 

NE BU KEVSERDİR İÇTİĞİMİZ

NE IRMAKLARIN SUYUDUR İÇİMİZE AKAN

DOLDURMUŞUZ DERTLERİ KADEHİMİZE

ONDAN DERTLERDİR LAĞIMLARDAN TAŞAN

4 Kasım 2012 Pazar

Futbol Endüstrisi ve Biz


Hep düşünürüm; yeryüzünde erkeklerin daha şanslı olduğuna delalet milyonlarca şeyden birisi de; dağ başında bile bir futbol sahasının olması. Gerçi kadınlar Badminton,Voleybol falan oynadı,istedi de her yerlere kapalı salon mı yapılmıyor da diyebilirsiniz.Ancak koltuğunun altına  430 gramlık topunu sıkıştırıp da her boş araziyi eğlence ve mutluluğa çevirebilen erkekleri kıskanıyorum.Yeryüzünün her yerinde -hiç olmazsa- top oynayabilmeleri son derece sinir bozucu.

Yukarıdakiler dip nottu. Asıl konumuz küreselce ısınan sonbahar sonu havalarında kışın pişman olmayalım diye bol bol çimen sporlarının, elektirik boşaltma yöntemi olarak kullanılması.
Evde yapabileceğim 3-5 bacak hareketini sahada yaptım bugün. Dalga dalga ruhuma yayılan iç güzellik, çimenlere düşen çiğlerin çıplak ayaklarımı serinletişi, gençliğime  (!) gençlik serpilişi beni bu gönderiyi hazırlamaya and içirdi.




Şimdi Free Run2 lerimizi giyip, kuru üzümümüzü yanımıza alıp, en yakındaki futbol sahasına gitmek gerek.Gençleşmek, sağlıklanmak, ruhumuzdaki irinleri topraklara gömmek...