Sözlerim mübalağalı gelebilir, gelmesin. Ah çektiklerimi paylaşmalıyım, ki herkese yol gösterici olur belki yaşadıklarım.
Çeşmelerden su içilemeyen kirli bir çağda yaşıyoruz, öyle ki 3-5 yıl sonra çocuklarımıza " yavrum ben çocukken mutfaktaki çeşmeyi açıp, altına bardağımızı koyup, su doldurup, içerdik " diye anaane hikayeleri anlatıp, onları şok edebiliriz...Artık hazır su içmek zorundayız malum. Ancak hayatımdaki ender pişmanlıklardan birisi de Erikli Su alışkanlığını kazanmam. Bu lanet suyun içine sanırım pudra şekeri gibi tatlı yapıcı, nikotin gibi de bağımlılık yaratıcı bir şey koyuyorlar. 5- 10 şişeden sonra onsuz yapamıyorsunuz. 4 senedir bu suyu içiyorum ve artık başkalarının evinde, yolda, dağda , bayırda yani Erikli'nin olmadığı yerlerde su içemiyorum. ağzım dilim kurusa da, yeryüzünün en lezzetli ırmaklarından, çeşmelerinden, kar sularından tatsam da, hepsinin tadı yosunlu, ince ve kekremsi geliyor. bu durum benim için ne kadar rezillik, tahmin edemezsiniz, öyle ki su seçen bir kız olmak, " ayy bunun içinde soğan mı var, ben yememm!" diye ağzını eğen kızların kınanılası kokoşluklarından daha beter. Yemek seçeydim daha iyiydi! Çocuğum doğunca ona asla bu suyu vermeyeceğim, söylediklerimin hiç biri şaka değil, günde litrelerce Erikli'yi bayılarak içmeme rağmen, bir başkasına 1 bardaktan fazla katlanamıyorum. Şu hamilelik süreci bitip de, su içmek zorunda olduğum günler geçince bu bağımlılığı yeneceğim... Siz de dikkatli olun, dostlar!